86 entry daha
  • mö. 69 yılında antik mısır'ın iskenderiye şehrinde ailesinin üçüncü kızı olarak doğmuştur. annesi v kleopatra, babası xıı. ptolemaios'dur.

    mö. 51 yılında, babası xıı. ptolemaios'un ölümünden sonra, babasının vasiyeti üzerine 10 yaşındaki erkek kardeşi "xııı ptoleme" ile evlendi. o zamanlar mısır'da egemen olan yunanlılar mısır toplumuna karışmamak için kendi soylarından olan kişilerle evleniyorlardı.

    ancak kleopatra'nın, bilinenin aksine yunan/makedon değil, afrikalı olduğu iddia ediliyor. avusturya bilimler akademisi'nden dr. hilke thuer, efes'teki çalışmaları sırasında kleopatra'nın kardeşi prenses arsinoe'nin mezarını bulduklarını, mezardan çıkan kemiklerin, afrikalılara özgü bir iskelet yapısını işaret ettiğini açıkladı. kim bilir, belki politik bir iddia, belki de aile içi ihanetin bir belgesi.

    babası öldüğünde 18 yaşında olan kleopatra, kardeşi-eşi ile beraber tahta çıktı. ancak kleopatra tek başına hükümdar olmak istiyordu. en azından kendisinden çok küçük olan kardeşiyle aynı hakları paylaşmak istemiyordu.

    dönemin tarihçilerine göre kleopatra kendi dilinden başka ibraniceyi, arapçayı, farsçayı, ermeniceyi, habeşçeyi, ve somali dilini hem okuyup hem de yazabiliyordu.

    kardeşi ile evlendiği yıl nil taşmadığından, tarım berbat durumdaydı. kardeşinin aklına giren harem ağası ve çevresindekiler yüzünden iktidardan uzaklaştırılıp güney mısır'daki nil vadisi'ne sürgüne yollandı.

    bu arada roma'da da iktidar, 3'e bölünmüş durumdaydı. sezar, pompei ve crassus arasnda bölüşülen güç, pek parlak değildi.

    sürgünden kurtulmak isteyen kleopatra, kendisini halıya sardırıp, sezar'ın sarayına yarı çıplak girer ve zekasıyla onu kendisine aşık eder.

    sezar'a mısır ordusu karşısında kendi gemilerini yaktırır. çıkan yangın ise, iskenderiye'deki kütüphaneye sıçrar ve "insanlığın hafızası" kabul edilen bu kütüphanenin bir kısmını alevler yutar.

    bu olaydan sonra kardeşi, kimsenin bilmediği bir sebeple nil sularında boğulur. kardeşinden hiç çocuğu olmayan kleopatra, tek başına iktidar koltuğuna oturur.

    sezar ve kleopatra, iskenderiye iç savaşı sırasında elde ettikleri zaferi mö. 47 yılı baharında nil üzerinde düzenledikleri bir zafer alayı ile kutladılar. dört yıllık ilişkileri ve sezarion adındaki oğullarına rağmen kleopatra ve sezar hiçbir zaman evlenmediler. çünkü roma kanunları sadece iki roma vatandaşının evliliğini geçerli sayıyordu. sezar'ın 10 yıldır evli olduğu üçüncü eşi calpurnia pisonis’den çocuğunun olmaması dolayısıyla, kleopatra ile olan ilişkisi romalılar tarafından zina olarak görülmedi ve sezar ilişkisini sorunsuzca sürdürebildi.

    kleopatra roma'yı birkaç kez ziyaret etti ve bu ziyaretlerinde sezar'ın roma'nın hemen dışında, tiber nehri kıyısında bulunan villasında kaldı. plutarkhos'un "sesi, istediği her titreşimi çıkarıp, istediği her dili kullanabildiği çok telli bir müzik aleti gibiydi" diyerek tarif ettiği kleopatra en az yedi dili mükemmel biçimde konuşup yazabiliyordu. 52 yaşının tüm olgunluğu ve şöhretinin zirvesini yaşayan sezar'ı, sadece güzelliğiyle baştan çıkardığını ileri sürmek yine plutarkhos'un belirttiği üzere "güzel olmaktan çok, zeki ve kültürlü" olan kleopatra'ya haksızlık.

    kleopatra'nın en büyük hayali, iki imparatorluğu birleştirip büyük iskender'in de hayali olarak bilinen tüm dünyaya sahip olmaktı. mö. 44 yılında sezar ölünce bu hayallerini ertelemek zorunda kaldı.

    sezar'ın ölümü

    kral jul sezar'ın iddia ettiğine göre; tek amacı roma'nın gücünü artırmak olan kanunlar ve reformlar gerçekleştirdi.

    yoksulluk yardımını kesti ve daha çok çocuk yapmaları halinde halkı ödüllendirecek kanunları yürürlüğe koydu. böylelikle israf olarak gördüğü harcamaları azalttı. hala ödeyemediği borçlarının geri kalan dörtte birini tümüyle sildi. arazi reformalarının bozuk aristokrasinin gücünü azaltacağını düşünerek 15 bin ordu gazisine toprak verilmesini sağlayacak bir yasa çıkardı. böylece ordusunun gücünü arkasında tutmayı amaçlıyordu. bu olaylar sezar’ın suikast sonucu öldürülmesinin başlıca nedenleri olarak görülüyor.

    mö. 44 yılında bir grup senatör, senatoya gücünü geri vermesini rica eden bir dilekçe taslağını okuması için sezar'ı foruma çağırır. ancak dilekçe bir kandırmacadır. suikast planını bir gece önce kısmen öğrenen ve işlerin kötüleşmesinden korkan marcus antonius, sezar'ın senatoya gitmesini önlemek için foruma gider. ancak sezar'ın yolu bir grup senatör tarafından kesilir ve başka bir odaya doğru yönlendirilir. sezar dilekçeyi okumaya başladığı sırada, tillius cimber, sezar'ın togasını aşağı indirir. sezar, cimber'e "ama bu bir vahşet!" diye bağırdığı sırada, servilius casca hançerini çeker ve diktatörün boğazını bir yandan diğer yana keser.

    sezar'ın senatoda uğradığı suikast ve ölümü üzerine kleopatra'nın roma'daki hayatı sona erer ve oğlunu da alıp tekrar iskenderiye kentine gelir.

    sezar'ın ölümünden sonra roma karışır. octavianus, büyük amcası jül sezar tarafından evlat edinilmiş ve sezar'ın öldürülmesinin ardından onun varisi olmuştu. sezar'ın ölümünden sonra suikastçılara karşı savaş açan marcus antonius, marcus aemilius lepidus ve octavianus birlikte güç birliğine giderek "ikinci üçlü hükümdarlık" olarak bilinen yönetimi oluştururlar.

    marcus antonius, sezar'ın galya'daki ordusuna katılarak askerlik hayatına başlamıştı ve sezar'ın en yakınındaki kişilerden biriydi. üçlü hükümdarlık döneminde doğu bölgelerinin yönetimini alarak tarsus'a geldi burada kleopatra ile buluştu. ikisinin de politik hedefleri vardı, özellikle kleopatra doğuda kaybettiği toprakları geri almak istiyordu. antonius da partlara karşı yapacağı saldırı (iran) için kleopatra'ya güveniyordu. antonius, karısı fulvia'yı adeta unutarak kleopatra ile iskenderiye'de yaşamaya başladı. bağımsız bir hükümdar gibi davrandı.

    mö. 40 yılında antonius, roma'ya döndü, karısı ölmüştü. bunun üzerine octavianus'un kızkardeşi octavia ile politik bir evlilik yaparak octavianus ile uzlaştı ama mısır'a döner dönmez kleopatra ile evlendi. octavianus ve octavia bunu kendilerine hakaret kabul ettiler ve roma yasalarına göre de bu evlilik meşru değildi.

    antonius'un mısır'da olmadığı sırada kleopatra, roma'ya bağlı hükümdarların en zengin, en becerikli ve en nüfuzlu olanı; yahuda kralı herodes ile çatışmaya girmişti. hatta herodos'un sarayındaki kadınları kışkırtarak herodas'a karşı entrikalar çevirdiği de söylenir. herodos'a olan düşmanlığının ise onu baştan çıkarmaya çalışmasına rağmen bunun başaramamasından ileri geldiği iddia ediliyor. antonius geri gelince kleopatra ondan herodos'a ait olan bazı yerlerin yönetimini kendisine vermesini istedi (suriye ve lübnan'ın bir kısmı ile ceriko veya eriha) ama antonius, herodos ile arasının bozulmasını istemediği için buna razı olmaz.

    bu sıralarda antonius, iran'a karşı sefere çıkacaktı, kleopatra'dan maddi destek istedi ama kleopatra bunu reddetti. iran seferi çok pahalıya patlasa ve önemli bir başarı elde edilemese de antonius için iskenderiye'ye dönüşünde görkemli bir tören düzenledi. bu törende antonius, sezar ve kleopatra'nın oğlunu sezar'ın yasal varisi ve "kralların kralı" kleopatra'yı ise "kralların kraliçesi" ilan etti. karısı octavia'dan boşandı. bu sıralarda octavianus, vesta rahibeleri'nin kutsal mabedini basarak başrahipten antonius'un gizli vasiyetini zorla elde etti. vasiyete göre antonius, romalıların fethettiği toprakları oğullarının yönetimine bırakıyor, karısı ve kendisi için iskenderiye'de öldükten sonra konulmaları için bir mezar planlıyordu.

    işte bu noktadan itibaren yıllardır tek başına iktidara gelmek için savaş veren, her türlü yolu deneyerek antonius'u tasfiye etmeye çalışan octavianus güç kazandı. senatoyu kendi yanına çekti. antonius ve kleopatra, octavianus'un sezar'ın yasal varisi oluşuna karşı açıkça saldırıya geçerek bu fırsatı ona vermişlerdi. senato, kleopatra'ya karşı savaş ilan etti. antonius'un konsül yetkilerini resmen feshetti.

    octavianus ile aktium savaşı'nı yapan antonius, büyük bir yenilgiye uğradı. savaş sırasında kleopatra'nın savaşı yarım bırakarak savaş meydanından ayrıldığı ve antonius'u yalnız bıraktığı iddia edilir. yine iddialara göre, yenilen antonius, kleopatra'nın gemisine sığınır. üç gün boyunca konuşmadıkları ama iskenderiye'ye dönene kadar barıştıkları da söylenenler arasındadır.

    octavianus, peşlerini bırakmaz ve iskenderiye'ye gelir. kleopatra kendisi için yaptırdığı anıt mezara çekilerek öldüğü haberinin antonius'a ulaştırılmasını ister. bunu neden yaptığı çok anlaşılmıyor ama bazı yazarlar, güç kaybeden antonius'tan kurtulmak ve bu sefer de octavianus'a yanaşmak için bu işi yaptı derler. antonius bu haberi duyunca kılıcını göğsüne saplar ve kleopatra'nın yanında ölmek üzere anıt mezara taşınmasını ister.

    ama heyhat!

    kleopatra yaşamaktadır ve antonius geldiğinde bu durumu görerek, yanında ölür.

    daha sonra octavianus ile karşılaşan kleopatra, onu etkilemeye çalışır ama başarılı olamaz. octavianus'un niyetinin kendini ve çocuklarını iskenderiye sokaklarında teşhir etmek olduğunu anlayınca bu sefer gerçekten intihar eder. söylentiye göre bir engerek yılanına kendini sokturur. bazı söylentilere göre ise zehir içer.

    bu arada son mektubu da octavianus'a ulaşmıştır. mektubunda antonius ile birlikte gömülmek istediğini dile getirir. octavianus bu dileği yerine getirir, birlikte gömülürler.

    annesi tarafından kızıldeniz kıyısındaki berenike'ye kaçırılan kaisarion'u (kleopatra'nın sezar'dan olan oğlu) octavianus, iskenderiye'ye getirtip öldürtür. antonius ve kleopatra'nın üç tane çocukları olmuştur. (alexander helios, kleopatra selene ıı ve ptolemy philadelphus). octavianus onların hayatını bağışlar.

    bütün yazı boyunca ismi geçen octavianus, ilk roma imparatoru augustus'tur. büyük roma imparatorluğunu kuran veya daha doğru bir ifadeyle roma'nın "imparatorluk çağı"nı başlatan kişidir.

    işte kleopatra ve mısır biterken, roma imparatorluğu da bu sıralarda doğar.
50 entry daha
hesabın var mı? giriş yap