hesabın var mı? giriş yap

  • hocanın* ingilizce "urfa ve gelenekleri" konulu bir sunum yapmak için hazırlanmış urfalı öğrenciye hiç bir görsel hazırlık yapmamasından dolayı tepki göstermesi, çünkü elemanın hadiseyi dümdüz anlatmak niyetinde olması, geleneksel müzik ve dans kısmına gelince hocanın tepkisini yinelemesi, "nasıl anlatacaksın ki müziği, getirip dinletseydin, dansını da yapardınız" şeklinde dırdırlanması, birden öğrencinin gözlerinde bir ışık belirmesi, akabinde sınıftaki ikinci urfalı öğrencinin elinden tutulup kaldırılması, sınıfın ortasında, müzik olmadan, sadece mırıldanılarak, halaya benzer bir dans yapılması, yaklaşık 3 dakika boyunca büyük bir ciddiyetle, hareketlere sonsuz özen gösterilerek dansın sürdürülmesi, sınıfın şaşkın bakışlar ve dumur ifadeyle bırakılıp, sunumun bitirilmesi.

  • anıl'ın bari bir boka yarayayım diyerek futbol sahasının kapısını arkadaşlarına açtığı yarışma. ahahahahaahah

  • bir yangın, kendi hava sistemini sürdürecek kadar büyüyüp şiddetlendiğinde kıyamet gibi bir görüntü ortaya çıkabiliyor. türbülanslı kasırgalarla bir araya gelen yüksek ısı, hortum gibi girdap oluşturuyor. havaya fırlayan külleri, közleri ve yanıcı gazları emen bu girdap, "ateş girdabı" adı verilen, dönen bir alev kulesine dönüşüyor. ancak bunlar gerçek anlamda hortum değil. hortumların aksine, ateş girdapları nadiren yerden bulutlara kadar uzanıyor ve hortumlardan farklı bir şekilde oluşuyorlar.

    genellikle 10 ile 50 metre yükseliğe ulaşan en etkileyici ateş girdapları, orman yangınları sırasında ortaya çıkıyor. bazıları yanardağ patlamalarının bulutundan da doğuyor. ateş girdapları genellikle kısa ömürlü oluyor ve sadece birkaç dakika içinde sönüyor. ama yine de istisnalar var:
    2018'de california'da yaşanan carr yangını'nda 5.500 metre yüksekliğindeki korkunç bir ateş girdabı neredeyse bir saat yanmaya devam etti.

    ateş girdapları kısa da sürse etkileri yıkıcı olabiliyor. hem ormanları hem de insan yapımı yerleşim yerlerini yakıp geçmeleri mümkün. ayrıca bazen şiddetli rüzgarlar yanan maddeleri havalandırıp başka yerlere fırlatabiliyor. bu da orman yangınlarının yayılmasına yol açıyor.

    ateş girdabının oluşması için aşırı sıcaklıkların hızla değişen rüzgar hızı veya yönüyle belli bir denge kurması gerekiyor. bu da nadir yaşanan bir şey. ancak dünya'nın giderek ısınması ve yangınların kötü yönetilmesi nedeniyle orman yangınlarının sıklığı artıyor. yani gelecekte ateş girdabına yol açan koşullarla daha sık karşılaşabiliriz.

    ateş girdabı nasıl oluşur?

    tırmanma: havanın türbülanslı hareketi, tırmanma adı verilen güçlü bir rüzgar oluşturur.
    vakum: yükselen sıcak hava, ardında vakum denilen bir boşluk bırakır. ateşin etrafındaki hava bu boşluğu doldurmaya çalışır.
    sıcaklık artışı: ateş etrafındaki havayı ısıtır. gazlar ısındıkça genleşir, böylece sıcak hava hafifler ve yükselir.
    ateş girdabı: yangından gelen közler ve küller rüzgara kapılır ve ateş, hortum gibi bir girdaba dönüşür.

  • her iki çocuk da birbirlerinden farklı olduklarını bilmezler.
    akılları fikirleri oyundadır.
    dünyayı bir panayır yeri zannederler.

    sonra büyürler. bu başlığı açanın yaptığı gibi kin ve nefret tohumlarını atmaya başlar toplum onların üzerine.
    fırsat buldukça birbirlerini ezmeye başlar o iki çocuk sonra.

  • yağmur eczacılık öğrencisi , öldüren hukuk öğrencisi , öldürenin annesi hakim babası da savcı .

    yok kardeşim yok … bunun eğitimle , statü sahibi olmakla alakası yok. hepimiz magandayız.

  • istanbul'da işle ev arası mesafeyi yürüyerek kateden şanslı azınlıktanım. kışın biraz zor oluyor ama alıştım.
    annemle babamın haklı telkinlere rağmen kahvaltı yapmadan evden çıkmayı tercih ediyorum, hem uyku daha tatlı geldiğinden hem de sabah uyanır uyanmaz yemek yeme fikrini bir türlü benimseyemediğimden.
    evden kahvaltısız çıktığım için her gün aynı pastaneden iki tane peynirli poğaça alıyorum. midem ezilmeye başladığında yemek için.
    pstanedeki çalışan kızlar birkaç kez değişti. sonuncu epeydir duruyor. her gün aynı şeyi alınca beni kapıda gördüğü an hazırlıyor poğaçaları sağolsun.

    bir gün, klasik "günaydın" "kolay gelsin" "hayırlı işler" vb diyaloglar dışına çıktık:

    "abla sen kaçıncı sınıfa kadar okudun?" diye sordu.
    "neden" dedim.
    "hiiç, merak ettim" dedi.

    meğer okutmamış ailesi mihriban'ı. ilkokul 4 sınıfa başladığı senenin ilk döneminde okuldan alıp çalıştırmaya başlamışlar. evin yemek, temizlik işleri de ona aitmiş. ama bir yerlerden 'dışardan bitirme' diye bir şey duymuş. bilgim varsa yardımcı olabilir miymişim, çünkü işten pek vakti kalmıyormuş soruşturmak için. zaten nereye sorması gerektiğini de bilmiyormuş. hem diploması olursa daha iyi bir iş bulabilirmiş, öyle demişler.

    -----------------
    hayatınızda kaç kişi size "kaçıncı sınıfa kadar okudun" diye sordu.
    -----------------

    olayın güzel kısmı doğru kişiye sormuş olması. belediyenin ilgili birim başkan danışmasıyla çalışıyorum. hemen anlattım kendisine durumu. ertesi gün görevli arkadaşlar pastaneye gidip mihribanla tanıştılar. işten arta kalan zamanlarında ders çalıştırdılar. diğerleri kolaymış ama matematik biraz zormuş, öyle dedi mihriban.
    girdiği tüm sınavlardan en yüksek notu o aldı.
    geçme notu 45 iken 60 aldığı için üzüldü. (sınıfta alınan en yüksek not 60 bu arada)

    ailesi hoşlanmamış, öyle ders çalışmalardan sınavlara girmelerden, izin vermemişler, önünü kesmişler ama kafa tutmuş, kavga etmiş. bazı sabahlar gözleri dolu dolu oluyordu, ama soramıyordum..

    velhasıl, geçen hafta ilkokul diplomasını aldı mihriban. yüzünde kocaman bi gülümsemeyle, her günkü iki poğaçamı almaya gittiğimde söyledi. şimdi sıra orta okuldaymış. daha da zorlanacağının farkındaymış ama yapacakmış.

    aferin sana. ben de inanıyorum yapacağına.

    seneler sonra editi: mihribanla iletişimimiz kesildi maalesef. en son iki çocuk annesiydi. yolu, bahtı açık olur umarım.