hesabın var mı? giriş yap

  • en fazla 60. dakikada hükmen 0-3 olarak bitirilmesi gereken maçı devam ettirenlerin suçudur.

    her sene bu futbolu terörize eden topluluğa tolerans gösteriyorlar. neden, çünkü ülkeyi siyaseten karadeniz lobisi yönetiyor.

    adamlar hakem dövdüler, futbolcu dövdüler, hakemi odaya kitlediler, sahaya kale direği attılar, neler neler yapmadılar amk. her birinden ayrı ayrı küme düşürülmeleri gerekiyordu. ama işte “bakan”ı olan kazanıyor bu ülkede.

  • gelişmiş modern ülkelerde sokak köpeği yoktur

    bir tanesinde bile yoktur

    modern ülkelerde en önemli şey insan hayatıdır

    insan hayatından önemli hiç bir şey yoktur

    buna tehdit oluşturabilecek her şey yok edilir

  • türbanlı bir kız olmanın hayatınıza getireceği 13 fayda başlığıyla hazırlanmış listedir.
    içeriği ise gerçekten çok üzücü.
    normalde ben "kim açık kim kapalı karışmam" demeyi bırak, başını kapatıp 5 kat makyaj yapan sonra duck face selfieler atan, daracık pantolon giyen vs. insana bile karışmam.
    banane yani, herkes kendinden sorumlu. bir kere gelmişiz dünyaya canı istiyosa öyle yapsın önemli olan mutlu yaşamak, insan olmak.. aç bi hayvan gördüğünde için titremiyosa banane başından, siyasetinden..
    ama yaptığın şey trollük bile olsa kimsenin namusuna, anneliğine, kadınlığına öyle 'başı açıklar' diye genelleyerek konuşamazsın. müslümanlıkta hoşgörü vs.yi geç ayıp ya neden yapıyosun ki.
    saygı görmek istiyorsan saygı göstereceksin. kimse türbanlı insanların sıkıntı çekmediğini iddia edemez. ama sıkıntı çektin diye de kimsenin namusuna,anneliğine laf etmene gerek yok. gene kız, eleştir ama bi üslubun olsun.

    'vücudunuzu sadece eşiniz olan kişiye saklamış olursunuz'
    'türbanlı kızlar açık kızlara göre çok daha iyi eş ve anne olurlar. gözleri kocalarından başkasına bakmaz'
    'türbanlı kızların sokakta taciz edilme oranı çok daha azdır' (hele bu söylencek laf değil dostum)
    'türbanlı kızların geneli namuslu ve eteği belinde kızlardır'
    bunlar edilcek laf mıdır?

    edit: haber silinmis.

    haberi elestirme sebebim turbanin ovuluyor olmasi degil, turbani ovmeye calisirken 'basi aciklar'a gereksiz yere hakarete varan yakistirmalarda bulunulmasi, bunun da cift tarafli zarar vermesi. bu gibi haberlerle kapali veya inanci olmayan insanlarda kapalilara karsi nefret olusursa, kapali olup diger bireylere saygili olan kisiler zan altinda birakilirsa herkes birbirinden nefret eder. eminim bu haberi okuyan turbanli insanlar da bu sozlerden rahatsiz olmustur.

  • --- 2.doz yan etkisi sebebi hakkında uzun entry ---

    biontech (veya moderna) aşısının hastalığı geçirmiş kişilerde, veya en az bir doz covid aşısı olmuş kişilerde yan etkisi olması ihtimali biraz daha yüksek. zira vücut covid'i iyi-kötü tanıyor, ve az da olsa aşıyla tanıtılan alakalı antijene karşı antikor ve t hücresi üretiyor. rna aşısıyla kola zerk edilen rna koldaki lenf noduna gitmekle beraber kas hücrelerine de gidiyor (oransal olarak çok daha az da olsa gidiyormuş; uğur şahin bir webinar'ında söylemişti (edit: webinar linki, 45:20'de)).

    haliyle kas hücreleri de (az da olsa, ve mrna yıkıma uğradığında bitse de) alakalı virüs proteinini üretiyor. şimdi, genel bilgi şu ki vücuttaki bütün çekirdekli hücreler ürettikleri proteinlerin parçalarını dışarı gösteren mhc-1 moleküllerini* hücre zarında barındırıyor. ve kas hücresinde de bu molekülden varsa virüs proteinini gezgin bağışıklık hücrelerine tanıtması, bağışıklık hücrelerinin de "bu hücre virüslü, yakın bunu" diye sitotoksik t hücresi çağırması, ve kas hücresini öldürmesi beklenir.

    ancak literatüre bakılırsa kas hücrelerinde bu antijen tanıtıcı mhc-1 molekülü normal koşullarda ifade edilmiyor; ama inflamatuar durumlarda beliriyor. aşının inflamatuar bir durum yaratması beklendiği için kas hücresinin bunu salgılıyor olması da beklenebilir. ve büyük ihtimalle uzun süreli ve ağır kol ağrısının sebebi yukarıda bahsettiğim bağışıklık tepkisi.

    yalnız şöyle bir şey de var ki vücutta üretilen her şey hızla yıkıma uğradığı için yukarıdaki olayların olma ihtimali o kadar da yüksek değil. 2. veya 3. doz biontech olup ciddi bir kol ağrısı veya yan etkisi olmayanlarda: 1) kas hücresine giren mrna miktarı çok düşük olabilir 2) kas hücreleri mhc-1 üretmiyor olabilir, 3) üretilen virüs proteini kas hücresinde mhc-1'e ulaşmadan yıkılıyor olabilir, 4) mhc-1'de virüs antijeni gösterilse de antijeni tanıyan bağışıklık hücreleri kas hücresinin yanından geçene kadar geri hücrenin içine girip yıkıma uğruyor olabilir, 5) bütün adımlar gerçekleşmiş olsa da önceki aşı/hastalık yeterli miktarda t hücresi üretmemiş olabilir (benim gördüğüm kadarıyla yaşlılarda görece az 2. doz yan etkisi olmasının sebebi bu 5. madde sanırım, zira yaşlandıkça vücudun t hücresi üretme kapasitesi düşüyor). şansa ve kişinin vücudunun işleyişine bağlı biraz sonuç olarak.

    ek olarak, aşının yapıldığı bölge kapalı bir sistem olmadığı için mrna (enjeksiyon intramüsküler de olsa) bir şekilde daha düşük miktarlarda vücudun başka yerlerine ulaşıyor olsa gerek (buna dair veri var mı bilmiyorum). kol ağrısı dışındaki anormal yan etkiler bu sebeple olabilir. düz ateş çıkması ise bütün 1. doz sonrası aşılarda beklendik bir şey vücut alarma geçtiği için.

    yalnız böyle doğal bir yan etki teoride (ve görüldüğü kadarıyla gerçekte de) varken 2. doz biontech'in daha düşük doz yapılmaması çok garip bence. aşının dozaj onaylanma panellerini izleyesi geliyor insanın.

    edit: bununla ilgili science dergisinin yorum kısmında güzel bir yorum (ve altında ilişkili tartışma) buldum; bu entry'nin daha detaylı ve bilgili versiyonu gibi, ingilizce anlıyorsanız daha fazla bilgi için okunabilir: https://blogs.sciencemag.org/…lipids#comment-336216

    edit 2: bu arada rna aşısının bu yan etkisi aynı zamanda kendisinin daha güçlü bir bağışıklık yaratıyor olmasının sebebi de olabilir belki. zira sinovac gibi inaktif aşıların içeriği yalnızca fagositoz yapıp antijen sunan bağışıklık hücreleri tarafından alınırken bu rna aşısının her tür hücre tarafından alınabilir olması, toplamda daha yüksek sayıda hücrenin lenfositlere antijen tanıtmasına sebep oluyor. bu da büyük ihtimalle sitotoksik t hücrelerinin daha kolay aktive olması, daha kalıcı olması ve daha çok çoğalması demek.

  • woody allen'ın özellikle 21. yüzyılla birlikte filmlerinde iyice ön plana çıkan "hayatın raslantısallığı", "şans" vb. konularla varoluşçuluğu tatlı tatlı diyaloglarla kurcaladığı son filmi.

    yine çok ciddi ve insanın benliğine değen şeyler olurken arka planda caz çalıyor, yine birileri çok ciddi varoluş sancısı çekerken dışarıda güneş açıyor. olmuş filmdir. blue jasmine'den bir tık aşağıda, you will meet tall dark stranger'dan da bir tık yukarıda diyebiliriz. fazla ilgi görmemesine bakarsak da aynı mighty aphrodite gibi değeri yeterince bilinmeyen filmlerinden biri olarak kalacak woody allen'ın.

    ek olarak; joaquin phoenix filmi taşımış, adamın oyunculuğu parlıyor da parlıyor bir kaç yıldır. sinematik de bir suratı var ayrıca, ailecek beğeniyoruz.

    ayrıca malum ortamlara da düşmüş filmdir. geç olsun güç olmasın be.

  • gastrit,reflü gibi mide rahatsızlığı olanların hiç bulaşmaması gereken bağımlılık. kendime hakim olamadığım için her gün en az 2 kahve ve tabiki sonrasında gelen mide yanması için 1 talcid ile günü tamamlıyorum. önceden daha çok içiyordum şimdi günde 2ye düşürdüm. haftada 2-3 kereye düşürerek bağımlılık düzeyimi azaltmayı planlıyorum. ama bunu planlarken bile canım kahve istiyor. lanet olsun

  • iyi hoş güzel yarışma olmasına rağmen bitiş sireninin insanı gerdiği program. sanırsın makine dairesini su bastı gemi batıyor öyle garip bir sesi var.

  • karıyla-kocanın, kadınla-sevgilisinin, dişiyle-erkeğin arasına girmeyeceksin arkadaş. onlar barışır boku sana bulaşır (tabi bu hikayede barışma gibi bir durum söz konusu değil ama ana fikri anladınız işte...)