ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
yks 15 dakika kuralı mağdurları
-
sinava gec kalmak, on elemede elenmek demektir. on elemeyi bile gecemiyorsan girme bosuna universiteye, git baska is yap.
binali yıldırım'ın cb 1. yardımcısı olması
-
adam her seçilemediğinde inadına daha üst makama atanıyor.
vakaların artmasının sebebi hepimiziz 84 milyon
-
akp kongrelerine çıtını çıkartamayan özel hastane sahibinin yine halkı suçladığı bilmem kaçıncı masal.
"evin içinde bulaş artmış", bak sen şu işe, virüs eve nereden gelmiş olabilir ki? bir düşünelim bakalım. biraz daha sıkışırsa "evde covid virüsü üretiyorlar" diyecek herhalde.
pardon özel hastane demişim, özel hastaneler olacaktı.
gece editi: 84 milyon dediğine göre ülkeye doldurdukları milyonlarca mülteci ve özellikle suriyelilere yine toz kondurmamışlar yine.
her olayda mizahını da gösteren halk
-
türk halkıdır. gururuma gurur katmışlardır. helal olsun yaratıcılığınıza, zekanıza !!!
https://twitter.com/…tus/341139175782891520/photo/1
https://twitter.com/…tus/341158350697922560/photo/1
https://pbs.twimg.com/media/blv4pqccqaiv-qh.jpg(havadan biber gazı atan helkopter için)
dünyanın en mutlu insanı
-
bana gore kendisi telefonla konusurken, durup dururken, dur bak sana kimi veriyorum diyerek telefonu uzatip, 32 dis siritan insandir.
kendi kafasi oyle guzel ki, senin de mutlu olabilecegini dusunuyor.
kas goz yapip bozmayin su guzel adamlari ya.
canim canim.
manga
-
dostluk, azim, en iyisi olma, çalışkanlık, gibi alt metinler nasıl erken mangalarda yer bulup günümüze kadar tesir etti?
her şey gibi bu temalar da gökten inmiyor ilk hayata geldikleri devrin yapısını ve gelişim süreçleri boyunca solunan havayı günümüzde dahi taşımaktalar. manganın kültürel açıdan şekillenmesi, her ne kadar meiji dönemi ve öncesinde kendine özgü örneklere sahip bir asya çizim geleneği olsa da, büyük ölçüde japonya’nın ittifaklarca işgali ve “2. dünya savaşı” sonrasını bulmakta. bu ilk temalar; aşırı milliyetçi geleneğin, savaşın kaybı ile beraber yıkık bir ülke ile karşılaşmasından sonra politik ve ekonomik en önemlisi de insani değerleri yeniden inşa çabasının halkta bulduğu yankının bir yansımasıdır.
ittifak işgali ile japon militarizmini ve bunları yücelten her türlü yayının yasaklanması beklenmedik şekilde yayımlanmalarına hala izin verilen mangalara yönelimin önünü açtı ve bu da sanatta büyük yaratıcılıklara ve teknik gelişmelere gebe oldu, manga halkın her kesimine bir şekilde hitap eden bir anlatı tarzı halini aldı.
gerekli olan çalışkanlık, ailevi değerlerin tahsisi, dostluk gibi temalar tabii ki vatandaşlardan beklenen unsurlar olduğu gibi vatandaşların da manga gibi en basit eğlencelerinde talep ettikleri temalardı ve manga da bu yönde evrildi.
bu hengamede iki yetenekli sanatçı tezuka ve hasegawa ileride “shounen”(genç erkeklere hitap eden manga), ve “shojo”(genç kızlara hitap eden manga) olarak karakteristik kazanacak çok yönlü manga tarzlarının ilk tohumlarını büyük inovasyonlar ve yaratıcılıklarla beraber mangaya serpiştirdiler.
pek çok farklı eser olmasına karşın daha anlaşılır olabilmesi adına en büyük etkiyi yaratarak kendisinden sonra gelenleri şekle sokanlara bakarsak;
bu dönemlerin ürün olan ve çok büyük ses getiren “mighty atom”(astro boy), “shounen ruhu” denilen dostluğa değer veren, azimli ve yaptığı işte en iyi olmaya çabalayan geleneğin yaratılmasında ilk basamak görevi gördü. serinin yaratıcısı “tezuka” teknik anlamda animasyonda ve mangada geliştirdikleriyle beraber manganın babası olarak kabul edilir. kendi adına sahip “tezuka ödülleri” günümüzde dahi en prestijli ödüllerden birisi konumundadır.
öbür koldan “machiko hasegawa”nın yarattığı “sazae-san” kolay bir hayat sürmeyen bir karakter olarak savaşlar sırasında yıpranmış hatta evsiz kalmış milyonlarca insanın temsili haline geldi, dönemin havasına uygun olarak çevresel unsurlara karşı neşeli bir direnç gösteren “sazae-san” günlük yaşantı bazlı mangaların ve shoujo’nun öncüsüdür.
üşenmezsem daha da derinlemesine ve ileriye dönük incelemek gerek tabii. yine fena olmadı gibi.
cemre mira yılmaz
toma arkası yazıları
türklerin kibar insanı ezme huyu
-
burç doğu isimli bir elemanın şöyle bir tweeti vardı "senin rahatsizlik olmasin diye sessizce gectigin yerden baskasi trompet calarak gecince, sende trompet otturecek nefes yokmus saniyorlar."
binali yıldırım'ın köprü cezaları açıklaması
-
binali yıldırım'ın görevi nedir? kim oluyor da köprü cezasını affediyor? şu an binali yıldırım'ın başkan adayından başka bir vasfı yok.
o zaman ben de açıklıyorum: tüm ötv'leri kaldırdım. hatta herkese benden çay!
aşık olduğunu anlamak
-
tıpkı vurulan bir askerin bir süre koşmaya devam etmesi gibi, kafaya da vücuda da sonradan dank eden bir durumdur. ilgili kişi bir kere görülmüş de olabilir, hayat boyunca da, bunun pek bir önemi yoktur. "seni tuz kadar seviyorum" diyen kızını kovup, tuzsuz yemeklerle donatılmış bir sofraya oturduğunda hiçbir şey yiyemeyen o masal padişahı gibi hissedersiniz kendinizi. bir şeyler eksik kalmıştır, çünkü o yanınızda değildir.
onun hayalleriyle erir, onun umutlarıyla kendi kalbinizdeki ateşi güçlendirmeye çalışırsınız. birden ürkersiniz hayatınızı başkalarının hayalleri üzerine kurduğunuz için, ve sorarsınız kendinize: "acaba aşk böyle bir şey mi?"
yıllar sonra gelen edit: kardeşim yeter oylamayın şu entry'yi artık ya. hayır yani bir gaflet anıma gelmiş, hislenip yazmışım ama bu kadar da kafasına kakılmaz ki insanın canım? siz hiç hormonlarınızı tuşlara dökmediniz mi insaf edin, 1900 küsür entrym daha var sözlükte biraz da onları kafama kakın, yetişir artık be.
(merak eden varsa da söyleyeyim, born to touch your feelings'i de 4 yıldan beri dinlemiyorum. hadi dağılın.)
beyazıt'ta polise kurşun sıkanların son halleri
-
bu semt bizim diye gezen, türkiye'nin her yerinde bulunan, it kadar değeri olmayan insan müsveddelerinin hak ettikleri değeri bulmaları hali.