hesabın var mı? giriş yap

  • bu insana yüklü miktarda borç verebilir, ortak dükkan açabilir, tatile ve aynı eve çıkabilir, dolu cips paketiyle yalnız bırakabilirsiniz. öyle müstesna, öyle kadirşinas bir karakter.

    bu insandan kimseye zarar gelmez. etrafındaki insanlar için fedakarlığı enayilik raddesine kadar gelebilir. umarım iyi niyetini suistimal etmeyen kişilerle beraber olur. müsadenizle kendisinden makas alıyorum.

  • eksi sozluk gectigimiz cumartesi turkmsic'nin 5000'den fazla tıp ogrencisi arasinda yaptigi anket sonucunda "yilin en cok takip edilen sitesi" odulunu aldi! butun gunu sozlukte gecir sonra tıp niye zor.

  • pek çoğu sadece evlenilen kişi ile ilgili olan detaylardır. mesela:

    sen eğer sadece yazın bacaklarını alan bir kızla evlenirsen muhtemelen evlenince bacaklarını almaz.

    ya da aynı şekilde horlayan bir adamla evlenirsen evet, evlenince de o adam horlar.

    dişlerini fırçalama, ağız suyu kullanma alışkanlığı olmayan, dişlerinde çürükler olan, sigara içen bir kadın/erkekle evlenirsen sabahları ağzı kokar.

    görücü usulüyle evlenmediyseniz bunları geçelim.

    banyoda geçen şeyler de tamamen kişilikle alakalıdır. ben duş alırken kimse banyodaki tuvaleti kullanamaz ya da ben tuvaleti kullanacaksam kimse banyoya ayak basamaz.

    eşim benim yanımda gaz çıkartmaz mesela, ya da ben onun yanında çıkartmam. çünkü taa çıkmaya başladığımız dönemden beri ben bu konuda dikkatli olmuşumdur. ya da mesela o bir kere geğirmiştir benim yanımda, ben de kibarca bunun çok ayıp olduğunu düşündüğümü söylemişimdir. ve evet ben evleneceğim kişiyi doğru seçtiğim için o benim bu düşünceme de saygı gösterir.

    burda gelip eşleriniz hakkında atıp tutmanızı geçtim, yazdıklarınızı okudukça evliliğinizi öylesine yaptığınız düşüncesi oluşuyor bende, o evliliğe dair mide bulandırıcı bir detay oluyor haliyle de.

  • kıza zerre acımadım o erkek arkadaş denilen süprüntüden gelecek her şeye gözünü kapatmış zaten.

    babaya içim yandı, onun kalbi kim bilir nasıl yandı.

  • ligi 2.bitir,
    şl ön elemeyi geç,
    şl ikinci ön elemede elen,
    uefa'da en fazla çeyrek final oyna,
    lige dönüş,
    ligi 2.bitir.

  • "deschooling our lives" adlı eseriyle matt hern de destek attı bu mevzuya. kitap "alternatif eğitim-hayatın okulsuzlaştırılması" adıyla kalkedon'dan çıktı. şöyle diyor:

    "çocuklar, yaklaşık 190 yıl önce prusya’da, ulusu inşa edecek kurbanlar olarak seçildiler ve okullara kapatıldılar. prusya’dan tüm dünyaya yayılan “zorunlu eğitim”in hapishaneleri milyarlarca insani benzer süreçlerden geçirerek ıslah etti ve etmeye devam ediyor. bir özgürleşme eylemi olması gereken eğitim, düşüncelerimizi ders kitaplarına ve birilerinin direktiflerine, bedenlerimizi sınıfların, okulların içine, sıraların arkasına hapsederek, sistemin talimatlarına göre yasayan ve düşünen insanlar yarattı. okullar öylesine benimsendiler, asil işlevleri öylesine ört bas edildi ki, tüm aileler çocuklarının bu hapishanelerin gönüllü tutukluları olmaları için her yolu dener oldular. ailelerin isteksiz olduğu durumlarda ise devlet üstüne düşeni yaptı.

    bu kitap, 190 yılını geride bırakan zorunlu kitle eğitimine karsı alternatifler yaratmanın çabasında olan kişilerin deneyim ve düşüncelerinden oluşmuştur. her bir makale, eğitimin yeniden bir özgürleşme eylemine dönüşmesi için neler yapılabileceğine ve zorunlu kitle eğitimine neden karsı çıkılması gerektiğine dair önemli ipuçları sunarken, aile, otorite, devlet, eğitim, öğrenme, öğretmen, okul kavramlarını da farklı bir boyutta tartışmaya açıyor…unutmamalıyız ki çocuk yetiştirme tarzımız her şeyden önce politik bir faaliyettir…"

    kitabın içeriği hakkında şurada ve alternatif eğitim hakkında da şurada bilgiler ve yazılar mevcut. özellikle alternatif eğitim derneği'nin sitesinde güzel yazılar var. yine kalkedon'un eğitim ve kültür dizisi kapsamında çıkan glenn rikowski'nin "marksist eğitim kuramı ve radikal pedagoji", david harvey ve arkadaşları'nın "eleştirel pedagoji söyleşileri", henry a. giroux'un "eleştirel pedagojinin vaadi" ve "eleştirel pedagoji ve neoliberalizm" ve dave hill ve arkadaşlarının "kızıl tebeşir" kitapları (bu seride eğitim üzerine başka kitaplar da mevcut) faydalı olabilir. "ne olacak bu okulların hali?" diye düşünürken okullardan toptan kurtulmayı da artık ciddi ciddi gündemimize almalıyız gibime geliyor, çoluğa çocuğa yazık oluyor. tabii gitmeden deleuze'a da selam vermemek olmaz:

    (bkz: çocuklar siyasi tutuklulardır)

  • 1990 yilinda universiteden mezun olduktan sonra bankasindaki 22.000 dolari hayir kurumlarina bagislayip, ailesine ve arkadaslarina haber vermeden, otostop ile amerikayi dolasmaya baslayan, hatta kano ile kacak olarak meksika'ya giris ve cikis yapan ve en sonunda uzun suredir dusledigi buyuk alaska macerasi sirasinda hayatini 1992 yilinda kaybeden maceraperest genc.

    olum sebebi acliktir. kendisi oldugunde 24 yasindaydi. ayrica tirmanis yapmamistir.

    mccandless materyalist dunyaya hicbir zaman prim vermezken, para ile kolayca elde edilen seylerin hayatin gercek zevklerini ve anlamini korelttigini dusunuyordu. hicbir zaman iyi anlasamadigi ailesinin beklentilerini gerceklestirmek icin universite okumus ve mezun olur olmaz da ailesini bir daha aramaksizin sirra kadem basmistir. ismini bile degistirmis ve yolculuklari sirasinda tanistigi insanlara kendini alexander supertramp olarak tanitmistir.

    mccandless alaska'ya vardiginda birakin boylesine vahsi ve soguk bir ortam icin tam tesekkullu olmayi, yanina aldigi botlari bile kendisini alaska'ya getiren bir sofor son anda eline tutusturmustur. yaklasik 5 kilo pirinc, patates tohumlari ve avlanmak icin tasidigi ufak kalibre tufegi kendisinin tek besin kaynaklari olacaktir.

    mccandless nisan'da alaska vahsi ortamina daldiginda ortam hala karlar ile kapli, nehirler dagdaki buzullar daha erimedigi icin alcak seviyelerdeydi. ilk bir iki hafta sonrasi kendisi vahsi tabiatin ortasinda fairbanks belediyesine ait terk edilmis cok eski bir belediye otobusu gorur ve burayi hemen evi olarak benimser. mccandless burada neredeyse 4 ay kalir, bu donemde en onemli besin kaynaklari pirinc, yakaladigi sincaplar ve etraftaki bitkilerden topladigi yemislerdir. bu donemde sadece bir tane geyik* avlamayi becerebilir ve onun da etlerini iyi muhafaza edemedigi icin fazla faydalanamaz bu avinin etlerinden.

    4 ay gectikten ve yeterince kilo kaybettikten sonra mccandless bu macerasini noktalamaya karar verir ve donus yolculuguna baslar fakat donuste kendisini tatsiz bir surpriz beklemektedir, daha once gectigi nehir, buzullar eridikten sonra oldukca derinlesmis ve buz gibi suyu da oldukca hizli bir sekilde akmaktadir. kendisinin bu nehri yuzerek gecme sansi yoktur. yanina harita bile almayan mccandless, caresiz olarak nehirdeki sularin biraz daha cekilmesini beklemek icin bir ay daha gecirmek uzere kaldigi otobuse doner. bu durumu cok da problem olarak gormez, nede olsa kendisi bu ortamda 4 ay gecirmeyi basarmistir. fakat bu donemde mccandless ciddi bir hata yapar, acligin da getirdigi caresizlikle yaninda getirdigi tohumlari yemeye baslar ve bu tohumlarin toksik etkisi ortaya cikinca yediklerini cikarmaya baslar; zaten kritik bir kilo ve enerji seviyesinde olan mccandless, yedigi besinlerden de faydalanamayinca aclik sebebi ile olur.

    cesedi olumundan 18 gun sonra kaldigi otobusun yanindan gecen iki gezgin tarafindan bulunur.