hesabın var mı? giriş yap

  • dünyada faulun alkışlandığı tek spordur herhalde hentbol. faul; savunmanın başarısıdır, hücumu yıldırır, oyunu bozar.
    oyuncular arasında popüler artistik hareketler;
    -ayakkabı bağcıklarını farklı parlak renkli bağcıklarla değiştirmek(sola yeşil, sağa turuncu vb.),
    -ayakkabının iç ya da dış kenarlarından birine plaster çekerek üzerini waxlamak(hem wax için kenara gitmeye gerek kalmaz, hem de hepsi bir arada imajı verir.),
    -kızlarda toka yanında saçı plasterle tutturmak ve hatta plasteri waxlamak,
    -13 numara giyip arıza imajı vermek, bi de üstüne yakaları hakan şükür modelinde kaldırmak(genelde kanat oyuncuları),
    -kalecilerde 7 metre atışlarında maksimum öne çıkmak...

    sertliği konusundaki şüphelerim ise, maç sırasında kaburgası kırılıp karaciğerine batan, aylarca hastanede yatmak zorunda kalıp kemikleri görünecek kadar zayıflayan, üstüne üstlük okul adına oynamasına rağmen bir-iki ders yüzünden kalan bir arkadaşımdan sonra tamamen silinip gitti aklımdan.

  • mikrofonun karşısına kendini atıp dakikalarca propoganda yapıyorsan sonuçlarına da katlanacaksın. dede mede fark etmez.

    neden bizim dedemize ninemize böyle şeyler yapan olmuyor acaba bir düşünelim bakalım. belki parti örgütünden fırlamış gibi konuşmalar yaparak insanları dellendirmedikleri içindir.

    ek: bu entry'i düşünce ve ifade özgürlüğü açısından eleştirenler olmuş. ben dede fikrini açıklayamaz demiyorum, açıklar. ama onun fikrine katılmayanlar da bunun karşılığında dedenin eline verm- protesto hakkını saklı tutar. sonuçta burada akp'lilerin diğer partililere yaptığı gibi sözlü ya da silahlı bir saldırı yok. basit bir tepki gösterme var. demokrasi böyle bir şeydir. öğreneceksiniz zamanla.

  • 24 yaşında 4 çocuk babası. çocuğun elinde silah geziyor. harika bir doğal seçilim örneği.

    edit: herkes çocuğun silahı kaldıramayacağından bahsetmiş. doğrudur lakin bu olayın yaşanması için gereken tek şey tetiğin çekilmesi. çocuğun silahı alıp tek başına kafaya nişan alabilmesini beklemeyin zaten.

  • iki gösteride de konu aynı gibi dursa da, cem yılmaz, olayı anlattıktan sonra "aslanın var olması zaten mucizenin kendisi değil midir? mucizeyi varlığında aramak varken neden çıkardığı seste arayalım?" şeklinde bir tespit yapmıştır ki ancak felsefe kitaplarında falan bulabilirsiniz, doğu da bu seviyeye anca aşağıdan bakar elini gözüne ışık gelmesin diye siper ederek.

  • telefonla canlı yayına bağlanan kişinin 9'a basması üzerine erdem bey ceza olarak bir fıkra anlatır ve cenk bey fıkra bitince alaycı bir ifadeyle güler...

    e: bu fıkrama kahkahalarla gülen 70 milyonu duyar gibiyim cenk bey...
    c: duyargalarım var diyorsunuz... (telefondaki kişiye* döner...) aldınız mı ağzınızın payını hanımefendi? 9'a basarsanız böyle olur.
    e: cenk bey yalnız bir dakika, bu bir ceza madem... insanlar niye gülerek kendilerine ceza çektiriyorlar? yani 9'a basarak... demek ki bu bir ceza değil, benim fıkralarımı gerçekten seviyorlar cenk bey.
    c: işte tuna kiremitçi de sizin gibi düşündüğü için devamlı kitap yazıyor erdem bey!

  • entry girerken bir sekme daha açıyor ve tekrar ekşi sözlük'e girerek kelimelerin yazılışlarını kontrol ediyorum. ve bunu yapan tek yazar olmadığıma adım gibi eminim.