hesabın var mı? giriş yap

  • alpay özalan'ın başlığı sildirmesi ile haberimin olduğu başlık. ulan alpay resmen feyyaz'a iç güveysi olmuşsun.

  • klavyede malum bir arf bozuldu, basmıyo. artık internet ayaatıma trakya ağzıyla devam ediyorum. epten battık.

  • bu vitesten nefret eden ne sennalar ne schumacherler varmış da haberimiz yokmuş. 250 ms tepki süresiymiş, sürüşün temposuymuş. mahmutbey - maslak arası gidip geliyorsun, havan kime yabancı?

  • kardeş sen bu araştırmacı yeteneğini şeyma için heba etme bak. memlekette çözülmeyi bekleyen onca dert var hazır, bi el atıver.

  • kantincinin ders sırasında sınıflara gelerek 250.000 tl'ye maçın izlendiğini söylemesiyle dersten maçı izlemek için çıkan 7 kişiden biri olduğum zamanlardır.

    şimdi o 250.000 tl'yi bulsak... vay anasını.

  • çoğu zenci futbolcu kendisini hayır işlerine adamaktadır. futbolu bıraktıktan sonra kurdukları vakıfların işleriyle ilgilenir ya da kurulmuş vakıflara destek olurlar. geri kalmış ülkrlerinin bakanlıklarını federasyonlarını veya spor bakanlığı bünyesindeki kurumlarını kalkındırmaya çalışırlar. ülkelerine vakıf futbol okulları açıp bizzat kendileri işin başında durup çocukları suçtan uzak tutmaya ve aralarından yetenekli olanlarını futbolcu yapmaya uğraşırlar
    yokluk çok kötü bişey oğlum. kendileri bu yoklukla büyüdükleri için aynı durumdaki insanlara yardım etmeyi teknik direktörlük yaparak servetlerine servet katmaya tercih ederler.

  • ne yani sırf geçmişte sarhoş direksiyona geçip hamile bir kadının ölümüne sebep oldu diye sonra beraber girdikleri evden metrelerce yükseklikten hayatının baharında bir genç kız şaibeli şekilde sert zemine düşüp öldü diye tutuklu mu yargılanacaktı? tamam bilirkişi kazayla düşmesi mümkün değil diye rapor vermiş ama yine de bu acımasız olduğunuz gerçeğini değiştirmiyor. olay öncesinde şiddet uyguladığını itiraf etmesi ise fiziksel olarak kendisinden zayıf insana el kaldırabilecek kadar şerefsiz adinin teki olduğunu değil sadece birazcık şiddete karşı zaafının olduğunu gösterir.

    ulan bu adam yoldan geçen bir siyasinin birkaç kilometrelik konvoyuna tepki mi göstermiş, tüm ülkenin emeği milyarlarca dolar para nereye gitti diye mi sormuş, sosyal medyadaki eleştirisine zorlaya zorlaya devlet büyüklerine hakaret suçu mu isnat edilmiş, madencilerin hakkını mı savunmuş, türbede elleri arkadan bağlanmış şekilde mi gezmiş de lince başlamışsınız hemen? bu saydığım suçların failleri ellerini kollarını sallaya sallaya gezerken bu garibana mı gücünüz yetiyor? o kadar kötüsünüz ki inanıyorum tahliyesini de babasının fabrikatör olmasına bağlarsınız şimdi... kötü kalpli insanlar...

  • bana, bilimin insanlığa olan hizmetlerine teşekkür ettiren videodur.

    her kim insanlığın faydasına çalışmış veyahut çalışıyorsa allah ondan razı olsun...

  • yahu influencer’lar falan hadi yine neyse, iş insanı sayılırlar. bu kadına ne sorup neyin cevabını alacağız amk? eser’in geceleri horlayıp horlamadığını mı soracağız?

  • capgras sendromu adiyla bilinen psikotik bozukluk, ilk kez fransız psikiyatrları capgras ve reboul-lachaux tarafından 1923’te detaylı bir şekilde tanımlanmıştır. bu iki psikiyatr, mirasına konabilmek ve mülkünü elinden alabilmek amacıyla önce kocasının ve sonra kızının yerini alan sahtekarlardan – ya da gerçeğin tamamıyla benzeri olan kopyalardan – söz eden bir kadının vakasını kayda geçirmişlerdir. bu saplantılı fikir, kendinden başka bir psikolojik rahatsızlık ya da zihinsel bozukluk ile birlikte ortaya çıkmadığı için daha da ilginç bir hal almaktadır.

    sir henry head - isminin isaret ettigi gibi kafa meselelerine bas koymus bir ingiliz nörologu - i. dünya savaşı’nda beyninin ön lobundan derin bir yara almış bir hastayı anlatır. hasta, fransa’da iki bolonya olduğuna inanmaktadır: ilki savaşa giderken geçtiği ve gerçek olan bolonya, diğeri ise ingiltere’ye dönerken yolunun üzerine çıkan ve gerçeğin tam bir kopyası olan sahte bolonya. sir henry, bu hastanın, uzun seneler evvel ölmüş olan annesine hala mektuplar yazıyor olması dışında, diğer açılardan tamamen rasyonel göründüğünü söyler. öyle görünüyor ki, head, bu mektup yazma işini ingiliz egzantrikliğinin bir parçası olarak kabul etmiş ve pek de ciddiye almamıştır.

    capgras sanrisinin baslangic asamasini iceren ilginc bir örnek asagidaki sekilde kaydedilmistir:

    "her şey bana biraz garip görünmeye başlıyor, biraz yapay gibi mesela. kimi zaman, etrafımdaki hiçbir şeyin gerçek olmadığı duygusuna kapılıyorum. sanki her şey bir sahne ve herkes bir rol oynuyor. kime gerçekten güvenebilirim? sonunda cesaretimi toplayıp bu durumdan karıma söz ettim. bana garip bir şekilde baktı ve bir doktora görünmem gerektiğini söyledi. bu davranış pek onun yapacağı şey değil. aslında, kulağa delice geliyor biliyorum ama, gitgide daha sıklıkla, bu kadını gerçekten tanıyıp tanımadığımı düşünmeye başladım. son zamanlarda çok sinirli ve rahatsız görünüyor; eskiden hiç böyle değildi. aslında tam olarak neyin değiştiğini söyleyemiyorum ama bütün bu ufak tefek değişiklikler, bana bazan onun aslında benim karım olmadığını düşündürüyor. evlendiğimiz sıralarda çekilmiş eski bir takım fotograflarla, yakın zamanlarda çekilmiş olanları karşılaştırdığınızda, bu değişikliklerden bazılarını gerçekten görebilirsiniz. parmak izlerini karşılaştırmak bir şeyleri kanıtlayabilir mi diye merak ediyorum. "